Kalp vücudun tüm doku ve organlarına sağladığı yaşamsal destek nedeniyle hayati bir organdır ve bu fonksiyonunu yerine getirebilmek için çok güçlü bir kas yapısına ihtiyacı vardır. Nitekim kalp kası vücudumuzdaki en güçlü kaslardan birisidir. Her 1 saatte yaklaşık 5.000 defa kasılıp gevşeyen bu kan pompası, her 1 dakikada yaklaşık 5-6 litre kanı pompalar. Kalp, yorulmayan kaslardan birisidir ve 80 yıl boyunca yaşayan birinin kalbi ömrü boyunca 2-3 milyar kez atacaktır.

İşte bu denli önemli bir fonksiyonu gerçekleştiren kalp; kapakları, kendi kasını besleyen koroner damarları, elektriksel aktiviteyi taşıyan ileti sistemi ve kanın doğru yönde iletilmesini sağlayan giriş-çıkış damarları ve odacıkları ile çok fonksiyonlu bir yapıdır. Bu fonksiyonlardan herhangi birinde ortaya çıkabilecek bir aksaklık yaşamı tehdit eden ciddi sonuçlar doğurabilir. Kalp Cerrahisi genel anlamıyla; bu fonksiyonlardan herhangi birinde meydana gelen bozuklukların düzeltilmesiyle uğraşan cerrahi dalıdır. Dolaşım sistemini bir bütün, kalbi de bu sistemin ana santrali olarak düşünebiliriz. Damar Cerrahisi ise kalpten pompalanan temiz kanın ve dokular tarafından kullanılan kirli kanın taşındığı damarlara yönelik yapılan cerrahi işlemleri kapsar.

Bu perspektiften bakıldığında Kalp Cerrahisinin ana başlıkları; Doğuştan Kalp Hastalıkları, Kalp Kapak Hastalıkları, Koroner Arter Hastalığı, Aritmi Cerrahisi, Kalp pompalama fonksiyonuna yardımcı mekanik cihazlar ve kalp nakli olarak sınıflandırılabilir.

Damar Cerrahisi ise Atardamar Cerrahisi ve Toplardamar Cerrahisi olmak üzere 2 ana başlıkta sınıflandırılabilir. Periferik arter hastalığı olarak da nitelendirebileceğimiz atardamar hastalıklarında vücudun çeşitli bölgelerindeki atardamarların tıkanıklığı veya anevrizma dediğimiz genişlemesiyle ilgili cerrahi işlemler en önemli kısmı oluşturur. Toplardamar cerrahisinde en önemli yer tutan girişim varis hastalığına yönelik yapılan cerrahi işlemlerdir.

 

 

Leave a Comment